23 Aralık 2015 Çarşamba

Rafadan Tayfa'yı kimler izliyor?

 

TRT Çocuk’ da yayınlanan Rafadan Tayfa çizgi filmi 6_9 ve 9_12 yaş grubuna hitap ediyor. Günde iki kez yayınlanan bu çizgi filmin genelde eski bölümleri dönüyor. Anadolu yakasında bir mahallede yaşayan dört erkek çocuğun yaşamlarını anlatan Rafadan Tayfa’nın, geniş geniş bahçelerin olduğu çizgi filmlere nazaran daha gerçekçi bir içeriği var.


Çizgi filmde takdir ettiğim kısımları: daha gerçeğe yakın bir kurgusunun olması ve apartman ortamında büyüyen çocukların kendilerine bu kozmopolit ortamda oyun alanları üretmeleri.

Karakterler maceraperest ve çok meraklılar. Bir sorunla karşılaştıklarında ise dayanışma içinde kolektif bir şeklide çözümler üretiyorlar.


Gel gelelim “Rafadan Tayfa” da ataerkil bir toplumdan nasibini almışa benziyor. Ana karakterlerin hepsi erkek çocukları ve arada bir iki saniyelik “hadi kızlara da yer verelim” der gibi kız kardeşler sahneye girip çıkıyorlar. O da genelde ‘Abi annem çağırıyor, babam seni soruyor’ replikleriyle gözüküyorlar. Maalesef kültürümüzdeki ataerkillik çocuk programlarında da görünür hale geliyor. Oysa ki izleyici kitlenin büyük bir oranı kız çocuklarına ait fakat konu içerikleri hep erkek çocuklarının gözünden anlatılıyor. Bir grup çocuk üzerinde yaptığım çalışmada bu tarz çizgi film izleyen kız çocuklarının arabaya ya da çizgi filmdeki karakterlerin oynadıkların oyunlara daha ilgi gösterdiklerini gözlemledim. Bu konuyu daha geniş ele almak üzere şimdilik burada yarım bırakalım.

14 Kasım 2015 Cumartesi

Staraktüel dergisindeki yazım

Oyun Oynamayan Çocuk Pas Tutar

Babayla vakit geçirmek çocuğa özgüven veriyor

Oyunda Çocuğun algıları tam açık

Çocuk oyunda stres atar

Kasım ayı Staraktüel dergisindeki yazı köşem.. Yazımı net okumak isteyen bayilere buyursun:)

14 Ekim 2015 Çarşamba

Çocuğum haberleri izlesin mi?


   Haberler çocukların kuşkusuz yaş gruplarına hitap etmiyor. Bazen yayınlanmasıyla ilgili eleştiri alan görüntüler bizlerde şok etkisi yaparken çocuklarda nasıl tahribat bırakır bir düşünün.      

   Son günlerde acı üsten acı yaşıyoruz. Televizyonlarda, çevremizde ya da sosyal medyada yaşadıklarımızla ilgili tartışmalar yapıyoruz. Konuşmak bir parça da olsa acıları hafifletir. Fakat bizim kaçırdığımız bir şeyler var. Çözüm bulmaktan ziyade acılarımızı karşılaştırıyor, birbirleriyle yarıştırıyoruz.


Gelelim haber programlarına. Evde çocuğunuz var ve gündeme ilişkin haber bültenleri izlemek istiyorsunuz. Çocuğunuzu oyuncaklarla oyalayıp kaçamak televizyona bakıyorsunuz. İzledikçe omuzlarınız çöküyor, üzülüyorsunuz, öfkeleniyorsunuz, ağlıyorsunuz. Kendinizi o kadar habere kaptırıyorsunuz ki, çocuğunuzun sorduğu sorularla irkiliyorsunuz?
İki yaşındaki kız çocuğuyla yaşanmış diyalog

-          Anne teyze neden ağlıyor?
-          … Oğlu çok hastalanmış ondan çok üzülmüş teyze?
-          Ama neden hastalanmış?
-          …. Yolda yürürken araba çarpmış galiba
-          Heee neden çarpmış araba?
Çocuk beyni böyle işliyor. Neden neden neden? Bir yetişkin olarak bunları cevaplamak hele hele bu zamanda çok zor. Şehit haberlerini, sivil katliamlarını, terörü nasıl anlatabilirsiniz? Bazı görüntüleri biz sindiremiyorken küçücük tertemiz benlikten bunu nasıl beklersiniz?

     Çocuklara olay görüntüleri izletmenin bir çok etkileri var


Çocuklarımıza izleteceğimiz görüntüleri önce bizim izlememiz gerekiyor. Çocuğumuza izletmeden öncede empati kurup ne hissedebileceğini ön görmeliyiz. Açıkçası ben ne izletmemekten ne de olduğu gibi izletmekten yanayım.
Bir okulda müdür bir arkadaşımın 8 yaşındaki kızını gözlemledim. Müdüre hanım kızına 5 yaşından beri dünyadaki gerçekleri öğrensin diye internetten savaş manzaralarını izlettiriyor. Kız çocuğu da kanlar içinde kalan bebeklerin, insanların fotoğraflarına tepki vermeden bakıyor.  Açıkçası benim bile bakamadığım fotoğraflara 8 yaşındaki çocuğun rahatlıkla bakmasına çok şaşırdım. Annesinin devamlı ona izletmesi onda başta travmatik etki oluştursa da bir müddet sonra çocuk bu fotoğraflara alışmıştı.  Empati kurun, eğer normalleştirmezse nasıl altından kalkabilsin?


Çocuklarımıza hiç izletmemek de doğru değil bence. Bu sefer dünyayı toz pembe görüyorlar ve bulundukları şartların kıymetini bilmiyorlar. Çocuğunuzu çok iyi gözlemleyin ve onu anlamaya çalışın. Çocuğunuz yaş grubuna göre yaşadıklarımızı ona basitleştirerek ve abartmayarak anlatın. Eğer 5 yaş altıysa masallaştırabilirsiniz. Daha büyüklere olayların videolarını ve fotoğraflarını önceden siz izleyip, çocuğunuza gösterebileceklerinizi seçin. Ve ona eksiksiz, anlayacağı dilde cevap vermek için önceden kafanızda cümlelerinizi kurun.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Dikkat edilmesi gereken yayınlar


Çocuklarımızın izledikleri programları mutlaka bizim de izleyip bir süzgeçten geçirmemiz gerekiyor.

Minikaçocuk da yayınlanan “My Little Pony” çizgi filmi çocuklarda psikolojik gelişimleri açısından olumsuz izler bırakıyor. Şöyle ki bu çizgi filmindeki kahramanlar aşırı süslü ve bunları örnek olan çocuklar için aşırı makyajlı. Üstelik içeresinde seksilik de barındırıyor. Açıkçası bu tarz programlar niye yayınlanır anlam veremiyorum. İyi ki Trt Çocuk ve Yumurcak televizyonu bu konu da çok hassas davranıyorlar. 


Yabancı yapım olan My Little Pony, Minikaçocuk da her gün yayınlanıyor. Sırf bu yüzden kızıma bu kanalı gözetim altında açıyorum. Meşhur barby bebeklerin farklı bir örneğini bu çizgi filmde görebiliyoruz. 

Yurt dışında, ilkokul çağında yemek yemeyen kız çocuklarıyla ilgili bir araştırma yapılmış. Ve şu sonuca ulaşılmış: Barby bebekler çocuklardaki güzellik algısını etkiliyor. Çocuklar barby bebeği çok güzel sanıyor ve onun gibi olabilmek için yemek yemiyorlar.



Bu konuyla ilgili çevremdeki 7-12 yaş kız çocuklarıyla bir anket yaptım. Ve gerçekten çok üzüldüm. Çocuklar önlerine sunulan bu karakterlerden çok etkileniyor, onun gibi olmak istiyorlar. Üstelik annelerini bu karakterlerle kıyaslayıp beğenmiyorlar.
Lütfen! "Ne olacak?" Demeyelim. Çocuklarımızı bilinç altlarını olumsuz etkileyen programlardan koruyalım..


30 Temmuz 2015 Perşembe

0-3 yaş neler izlememeli?


Genel olarak 0_3 yaşın dikkatini ağır hareket eden animasyonlar, bol müzikli, rengarenk formatta programlar çekiyor. Bu tarz programlarda doğal ses ne kadar kullanıp, kullanılmıyor takip etmeli. Doğal sesin olmadığı çocuk programlarını mümkün olduğunca bu yaş grubuna izletmeyelim. Yeni bilgilere, keşfetmeye aç olan 0-3 yaş dış sesleri ayırt etmeye başlar. Bir rüzgarın sesi, köpeğin, arabanın vs. sesi çocuklar için çok önemli. Yenidoğan bebek bile annesini ilk kokusundan, ikinci sesinden tanır. Doğal ses efektlerinden uzak bir programla karşılaşan bu çocuklar bocalayabilirler.



TRT Çocuk' ta hem yapım, hem de çekim aşamasında çalıştığım için programın montajında ve çekim esnasında doğal seslerle uğraşmak vakit alıyor. Müzik kullanmak ise tam tersi. Varın gerisini siz düşünün.



Mesela Duck Tv’i kızımın izlediği bir kanal. Eğitici programları da var fakat genelde doğal sesler kullanılmıyor, hep arka fonda müzik ve karakterler anlamsız sesler çıkartıyorlar. Indı, The Way we travel, Didy Baby, Oli, Leon Art, Sippi sappi gibi programları örnek olarak sayabilirim.



1 Temmuz 2015 Çarşamba

6-9 yaş için Canım Kardeşim


Canım kardeşim 6_9 yaşa hitap ediyor. TRT Çocuk kanalından yayınlanan bu çizgi film, bir ailenin sıcak, sevgi dolu yaşamlarını anlatıyor. Yerli yapım olduğu için kendi aile yapımızdan örnekler sunuluyor.
 

‘Canım kardeşim ’in hangi bölümlerini izlediysem iki kız kardeşler birbirlerine karşı aşırı anlayışlı, aşırı yardımsever. Tamam her anne-baba çocuklarının böyle anlaşması ister fakat kardeşlerin kavga etmediği aile yoktur. İlla ki anlaşamadıkların nokta olur kardeşlerin. Olmaması doğasına aykırı bu işin. Kardeşlerin anlaşamadıkları ve buna çözümler ürettikleri bölümleri görsek daha iyi olacak.


 Yerli yapım olan ‘Canım kardeşim’ çizgi filminin en çok beğendiğim kısmı evin küçük kızı Mine’nin hayalperest bir karakter olması. Mine’nin hayallerini izledikçe aklıma hep Küçük Prens geliyor. Çocuklar hayata bizden çok farklı bakıyorlar. Keşfetmeye açık kocaman dünya var onların gözünde. Hayal güçlerinde sınır yok. Hayal etmek, çocukların zihinsel gelişimleri açısından çok önemli. Hayal ettikçe beyinleri çalışıyor, üretime geçiyor..


Yalnız Mine’nin kurduğu hayallere sürekli ailesinin gülmesi hoş bir durum değil. Hayal kurmak çok komik gibi bir algı oluşuyor. Halbuki çocukların hayallerini önemseyip, değer vermeliyiz. Hayallerine gülünen çocuklar bir müddet sonra hayal kurmamaya başlalar. Hayallerini çalmayın çocukların, bırakın merak duyguları körelmesin.



Eksikleri olsa da içerisinde şiddet barındırmayan bir yapım.




18 Haziran 2015 Perşembe

Şiddet içeren yayınların zararları

Şiddet içeren filmleri çocuklarımızdan mümkün olduğunca koruyoruz. Peki şiddet içeren çizgi filmlerden koruyor muyuz? Ne zararı olacak demeyin! Çocuğunuzun yerine kendinizi koyun. Şiddet içeren sahneleri sürekli izlediğinizde siz de gergin, asabi bir şey olup çıkıveriyorsunuz.
 

Etrafımda o kadar çok izlediği çizgi film karakteri gibi hareket eden çocuklar var ki? Çocuklar gördüklerini model olarak alırlar. Bir çocuğun devamlı izlediği çizgi film şiddet içeriyorsa bir müddet sonra onda şiddete eğilim görülür. Nitekim yapılan araştırmalara göre şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların yaşıtlarına göre daha fazla kavga ettikleri gözlemlenmiş. Yaşıtlarıyla sürekli kavga eden çocuk evde aile bireylerine de sert davranır.
 

Şiddet içerikli çizgi filmler izleyen çocuk bir zaman sonra şiddeti benimser. Kendi kişiliğine şiddeti nakış olarak işler. En vahimi de etrafındaki üzüntülere, acılara karşı duyarsızlaşır. Karşısında dövülen biri varsa tepki göstermez öylece izler. Kavga edenleri ayırmak bir yana şiddeti merakla izler.
 


Anne baba olarak bize düşen görev:

Çocuğumuzun izlediklerinden haberdar olmak.
Şiddet içerikli programlar izlememek.
Çocuğumuzu şiddet içeren yayınlardan uzak tutmak.
Davranışlarımız da şiddet yanlısı olmamak.
Şiddet içeren çizgi filmleri RTÜK e şikayet etmek.


9 Haziran 2015 Salı

Çocuğum Pepee izlesin mi?

Pepee 3_6 yaş grubuna hitap etmesine rağmen her yaştan kişilerin beğenisini kazandı. Pepee Şarkılarının da çoğunu çocuklar ezbere biliyor.




Pepee İspanyol Pocoyo’ndan uyarlanan Türk yapımı bir çizgi film. Discoverykids’de Pocoyo’nun orijinal bölümlerine baktığınızda bizim Pepee’den pek de bir farkı olmadığını anlıyoruz. Lakin her ne kadar alıntı bir yapım da olsa başarısı yadsınamaz bir gerçek.



 Pepee çizgi filminde yaşam biçimimiz, ör adet ve geleneklerimiz çok güzel sentezleniyor, esprili bir şekilde bu güne uyarlanıyor. Karakterler, grafik tasarım, dublaj, senaryo, müzik hepsi bir bütün içerisinde izleyiciyi hiç sıkmıyor. 


Pepee’ yi kızımla beraber büyük bir keyifle izliyorum. Bu çizgi film benim gözümde aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi. Birçok ebeveyn çocuğunun tuvalet alışkanlığını, kardeşleri arasındaki sorunlarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini vs. Pepee ile çözüyor. Kısacası Pepee'nin  çocukların kişilik ve karakter gelişimlerine kuşkusuz katkısı oluyor. Bu yüzden bu çocuk programını çok önemsiyorum. Çocuklar eğlenerek iyilikleri, doğru insan olmanın kişiye getirdiği huzuru, mutluluğu keşfediyorlar. Aynı zamanda izleyen yetişkinler de bir ebeveyn olarak çocuğa nasıl yaklaşması gerektiğini öğreniyorlar. 


Bir eleştiri: bu çizgi filmdeki isimler sadece içime sinmiyor. Her şey çok doğal fakat isimler yapay kalıyor sanki.

 


İlk TRT Çocuk kanalında yayına başlayan Pepee yaklaşık iki yıldır Planet Çocuk’ ta yeni bölümleriyle devam ediyor. Çocuk kanallarında  daha nice Pepee gibi eğitici, öğretici, yararlı programlar istiyoruz.




30 Mayıs 2015 Cumartesi

Okul öncesi çocuk şarkıları

AdesibabaTv’de yayınlanan “Sevimli Dostlar Çocuk Şarkıları” programını kızıma gönül rahatlığıyla izletiyorum. 


Okul öncesi yaş grubuna hitap eden bu şarkılarda neler yok ki? Ali Baba'nın Çiftliği, Arı vız vız, fırçala sen de, bıcı bıcı, küçük kurbağa, aynaya bak, alfabemiz gibi aklınıza gelmeyecek bir çok çocuk şarkıları.. Ne yalan söyleyeyim, Sevimli Dostları kızımla izledikçe “bu kadar çok çocuk şarkıları var mıydı?” Demeden alamıyorum kendimi.



Grafik tasarımı basit, şarkılarla bütünleşiyor ve kafa karıştırmıyor. Böylece şarkılar çocuklar tarafından kolay ezberlenebiliyor. (Kızım Ali Babanın Çiftliğini çok çabuk ezberledi.)


Yolculuk için ideal

Sevimli Dostlar Çocuk şarkıları, şehirler arası yolculukta sıkılan kızıma yol arkadaşı oluyor. Şarkılara kızımla beraber eşlik ederek keyifli bir şekilde yolculuğumuzu yapıyoruz. Özellikle yolculukta sıkıntı yaşayan anne-babalara tavsiye ederim.


 

İnternetten Sevimli Dostlar En çok beğenilen 20 şarkıyı indirebilirsiniz.






Programda eleştirdiğim bir nokta; balık karakteri. Bence çizimi, renkleri çok itici ve seslendirmesi uymuyor. 

Sevimli Dostlar çocuk şarkılarında emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Çocuğunuza ayak masajı yapıyor musunuz?

Bir gün kızımın canı biraz sıkkındı ben de keyfi yerine gelsin diye ona ayak masajı yaptım. O gün bu gündür bal kızım, her eline krem aldıkça ‘anne ayak masajjj’ diyor.


Bütün organların sinir uçları ayaklarda bulunduğu için ayak masajı kişiyi çok rahatlatıyor. Çocuğunuza uygulayın çok eğlendiğini ardından rahatladığını gözlemleyeceksiniz. Uzak Doğu’da bu alanda uzmanlaşmış insanlar var ve öyle ki ayak masajıyla tedavi süreçlerine destek veriyorlar.



Kızıma, genellikle ayağımda salladığım zamanlar mentollü kremle masaj yapıyorum. Böylece uykuya sakin bir şekilde dalıyor.





Ayak masajına ilk olarak parmaklardan başlıyorum. Parmakları sağa sola kaydırarak ovalıyorum. Ardından elimi topuk tabanından yukarı doğru ayak şeklinde göre kaydırıyorum. Bu işlemi yaparken arada bilek tabanlarını da ovalıyorum. Ayaktaki organ sinir uçlarını göz önünde bulundurarak bu şekilde yaklaşık 20 dakika masaj yapıyorum. Bazen bu süre kızıma az geliyor onun güzel hatrı için masajın süresini biraz daha uzatıyorum.







NOT: Çocuk programlarının yanı sıra çocuklarla ilgili önemli detayları da aralarda sizlerle paylaşmak istiyorum. 

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Kaliteli Çocuk programları hangileri?

Çocuk yayıncılığında tecrübesi olan bir anne olarak kızımın izlediği programları ve izlemesini istediğim programları her yönüyle inceliyorum. Kaliteli çocuk programları çocuklarımızın ufkunu açıyor, hayal güçlerini kuvvetlendiriyor, üretkenliklerini arttırıyor şüphesiz. İşte MinicaGo’da yayınlanan Artzooka bu programlardan biri.


Artzooka Kanada’nın Cbc.ca çocuk kanalından alınmış bir program. 9_12 yaş grubuna hitap ediyor. Program dört bölümden oluşuyor, 23 dakika sürüyor. Bir bölümde konuk çocuk oluyor ve elindeki malzemeleri göstererek Artzooka’dan bir şeyler yapmasını istiyor. Bu bölüm programa hareketlilik katmış.








Programda sunucu çocukların normal hayatlarında arkadaşlarıyla oynayabilecekleri oyuncaklar, araçlar, objeler üretiyor. Böyle programlar sayesinde hem evdeki boş kutular, şişeler vs. değerleniyor hem de çocukları ‘ne üretebilirim’ diye düşünmeye sevk ediyor.






Artzooka favori programlarımdan biri. Programın sunucu çok doğal, dekorları sade kafa karıştırmıyor. En önemlisi malzemelerin fırladığı büyük uzay araçları ya da sanal alem yok. Programı izleyen çocuklar malzemeleri çok kolay temin edebilirler. Böylece çocuklarda izlediği şeyi yapma istediği arzusu daha çok oluyor. 


Yayın saatleri her gün 07.00 ve 22.00 (daha makul bir yayın saati olabilir)




4 Mayıs 2015 Pazartesi

Çocuğum uyurken TV izlesin mi?

Hiç düşündünüz mü? Çocuklarımızın uyumadan önce televizyon izlemesi doğru mu? Açıkçası bazen, bal kızımı ayağımda sallarken sevdiği çizgi filmleri açıyordum. “Açıyordum” diyorum çünkü böyle bir şeyin farkında değildim taa ki “Facebook çağında çocuk büyütmek” kitabını okuyana kadar.


Yazar James P. Steyer bu kitabı yazmadan önce geniş araştırmalar yapmış.  Kitabında ise Facebook çağında çocuk büyütmenin yollarını sunuyor.  Kitaptan çok faydalandım, arada sizlerle önemli bulduğum yerlerini paylaşacağım.

Kitaptan bir kesit;

Uyku bir çocuğun sosyal, duygusal ve fiziksel gelişimini için şarttır. Kaliteli bir uyku için de zihnin dinlenmesi gerekiyor. Yakın tarih araştırmalarına göre dijital cihazlar ve teknoloji sağlıklı bir uykuyu olumsuz etkilemektedir.
Çocuğunuzla uyumadan önce rahatlatıcı aktiviteler yapın.



Bunu yapmayın;Çocuğunuza uyumadan önce televizyon izletmekten,dijital oyunlar oynatmaktan kaçının.






Bunu yapın:
Beraber kitap okuyun, hafif müzikler dinleyin. Yani beynini çok yoracak etkinliklerden kaçının.







Kaynak; James P. Steyer / Facebook Çağında Çocuk Büyütmek. 

Yazar James Steyer, Amerika'da medya ve teknolojinin çocuklar üzerindeki etkileri konusunda otorite kabul etilen Common Sense Media'nın kurucusu.


 

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Taziye evindeki çocuklar


Gidenlerin ardından bakakalmak sessizce…



Bilirsin gelmeyecek daha giden.. Yok ki bu yolda geri dönen! Ne yapacağını bilemezsin. 
Ağzında dua, aklında gidenle ilgili son anın, gözlerinde yaşlar, ellerin şaşkın, sen bitkin.





Bir haftadır elime kalem alamıyorum, Hacı dedemizi kaybettik. Taziyelerin kabul edildiği, Kur'anların okunduğu, hüzünlü günlerdi.


Ölüm bize uzak gibi görülse de aldığımız nefes kadar yakın aslında. Kabristanları gezin ne kadar yatan var orada.  Hele bir de yeni yakınını kaybetmiş birinin evine gidin. Ateş düşmüştür o eve. Ani ölümse eğer; ev halkı şaşkın, gelenler şaşkın, duvarlar şaşkın, gidenin eşyaları şaşkın…


Bir de çocuklar var taziye evinde. Masum gözleriyle büyüklerini süzen, bir şeylerin ters gittiğinin fark eden fakat ne yapacağını bilemeyen. Kendini kötü hisseden ve bunu dışa vurmaya çalışan çocuklar. Ah hatırlıyorum çocukken yaşadım bu  duyguları. Ne yapacağını bilemezsin. Anne ağlıyor, baba ağlıyor, yakınlar ağlıyor, gelenler ağlıyor. Sen ise ağlama seslerini duymamak için yaramazlık yapar, kahkaha atarsın.


Gidenlerin ardından bakakalmak sessizce, acizce…


21 Nisan 2015 Salı

Çocuğum televizyona bağımlı mı?

Kaliteli çocuk programlarıyla yavrularımızın düşünme becerileri gelişiyor, hayal güçleri artıyor, konuşmaları kolaylaşıyor, teoride bir çok nesne, canlı  vs. öğreniyorlar. Fakat bütün bunlar dozunda izlenirse faydalı oluyor. Aşırıya kaçıldığında çocuklarımızda beyin tembelliği başlıyor. Hal böyle olunca çocuğum televizyona bağımlı mı? . Ya da çocuğum televizyona bağımlı olmasın diye neler yapabilirim? Soruları akla geliyor İşte cevapları..


-  Çocuk kendisiyle ilgilenilmediğinde, çağımızda ilk yöneldiği şey; televizyon. Çocuğunuzla bol bol ilgilenin.

-  Çocuğunuzun günde en fazla 2 saat televizyon izlemesine izin verin. Ben kızıma 45 dakika öğleden önce, 45 dakika akşam saatlerinde yararlı olduğunu düşündüğüm programları izletiyorum.



-  Her zaman televizyona alternatif bir şeyiniz olsun. Mesela çocuğunuza “televizyonu kapatıp dans etmeye ne dersin? Ya da hadi gel top oynayalım mı?” gibi alternatif aktiviteler sunun.      

-  Gittiğiniz yerlerde televizyon açıksa ya çocuğunuza uygun bir kanalı açtırın ya da “sohbet edelim” deyip televizyonu kapatın. (başlarda böyle söyleme çekiniyorsunuz, aklınıza çocuğunuzun psikolojisini gelince hemen harekete geçiyorsunuz:))     

                                                          

-  Çocuğunuzun yanında mümkün olduğunca az televizyon izleyin. Hele hele onun yaşına hitap etmeyen dizileri, programları hiç açmayın.   Çocuğunuz bir silah sahnesi görsün, ertesi gün size elleriyle “püf püf” yapmaya başlar.

-  Mümkünse ailece vakit geçireceğiniz alanda televizyon olmasın. (Eşimle takip ettiğimiz programların bölümlerini internetten indirip kızımız uyuyunca izliyoruz)                                      


 -  Çocuğunuza, fazla televizyon izlemenin kendisine zararlı olduğu için izin vermediğinizi anlatın.                                                  -  En önemlisi televizyonun kontrolü sizin elinizde olsun. (tabi bunu çocuğunuza hissettirmeyin)







10 Nisan 2015 Cuma

Çocuğum hangi programa katılsın?

Çocuk kanallarına şöyle bir göz atın çocuklar için kapsamlı bir yarışma programına denk gelemezsiniz maalesef. Bir de TRT Diyanet kanalına göz atın çocuklar için iki tane interaktif bir şekilde katılacakları yarışma programına rastlarsınız. Ben bu yazımda “Vav Çocuk” yarışma programını sizlerle tanıştırmak istiyorum.


9-12 yaşa hitap eden bu programda çocuklar eğlenerek Peygamberlerin hayatlarını öğreniyorlar.

DİKKAT

Çocukların beyinleri en aktif şekilde oyun anlarında çalışıyor. Ayrıca bu anlarda çocuklar çok mutlu da oluyorlar.






Vav Çocuk programında ne oyun parkurları yok ki? Safa ve Merve tepesi arasında bayrak taşıma, Nuh’un gemisinde hayvanları bulma, Peygamber efendimizin kaldığı Sevr mağarasının girişine örümcek ağı örme, ağaç dallarından elif toplama gibi çocukların yarıştıkları bir çok düzenek var.



Bu oyunların çocuklarımızın gelişimine muhakkak faydası var. Özellikle Nuh’un gemisinde hafıza kartı oyunu, beyin gelişimi açısından çok iyi bir egzersiz oluyor. Diğer oyunlarda da çocuklarımızın el ve göz koordinasyonları gelişiyor. Üstelik çocuklarımız oyun oynayarak dinimizi öğreniyor.


Katılanlar için farklı bir deneyim olurken izleyenler içinde heyecanlı bir yarışma oluyor. İzleyici çocuklar programın içinde sorulan bilgi sorularına cevap bulmaya çalışıyorlar.


Program ilk 10 dakikadan sonra dinamik geçiyor. İlk dakikalarda yarışmacılara sorular soruluyor fakat cevaplamak istemeyenler oluyor. Bazen sunucu cımbızla çocukların ağzından laf alıyor. Bunun yerine önceden çocuklarla hangi konu üzerine konuşacakları hakkında bilgi verilse belki daha akıcı ve utanmadan kendilerinden emin konuşacaklar.

Sunucuya gelince kelimelerin sonunu çok uzatıyor. Ve çocuklarla iletişimi biraz daha doğal olabilir. Onlara didaktik bir dille değil de arkadaş gibi yaklaşabilir.


Yayın saati: Cumartesi 09.45







7 Nisan 2015 Salı

Televizyon çocuklar için zararlı mı?

 Çocuklarımızı televizyonun karşısında bıraksak akşama kadar vakit geçirebilirler. O hareketli dünyaya  ulaşmaları için de kumandanın düğmelerine basmaları yeterli. Üstelik televizyonu izlerken de çok eğleniyorlar.. 

Televizyona bağımlı gençlerin yetiştiğini gördükçe gerçekten çok üzülüyorum. Hangi ebeveyn çocuğunun böyle olmasını ister ki? Peki hiç düşündünüz mü, televizyon gelişim çağı çocukları için  niye zararlı?

 

Ali Murat Kırık, televizyon ve çocuklarla ilgili bir araştırma yapmış ve şu sonuca varmış:

“Toplumsal değer yargılarının elde edilmesi, kişiliğin oluşturulması, modellerin benimsenmesi hep çocukluk yıllarında kazanılmaktadır. İşte sayılan bu etmenlerden dolayı çocuklar televizyon karşısında güçsüz, savunmaya, korunmaya muhtaç bir durumda yer almaktadırlar…

Özellikle çizgi filmlerde yer alan kahramanlar çeşitli hareket ve davranışlarıyla çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz dürtüleri harekete geçirebilmektedir. Televizyon programlarında yer alan karakterler sosyal değerleri yansıtıyorsa bu çocuk üzerinde olumlu bir sonuç doğururken, olumsuz dürtülerin harekete geçmesi ise çocuğu saldırgan yapmakta ve kendi kendine zarar verir duruma getirmektedir…” 



Görülen o ki; çocuklarımızı televizyonun olumsuz etkilerinden korumak bizim sorumluluğumuzda. Eğer kişilikleri sağlam bireyler yetiştirmek istiyorsak çocuklarımızın izlediklerini biz de izleyip, kontrolü elimize almalıyız. Gerekirse zararlı içerik gördüğümüz çocuk programlarını RTÜK ‘e şikayet etmeliyiz.
   



Kaynak: Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık  “Televizyonun Gelişim Çağı Çocukları Üzerindeki Olumsuz Etkileri ve Ebeveynlerin Kontrol Sorunu” makalesi



2 Nisan 2015 Perşembe

Çocuğum İngilizceyi nasıl öğrensin?


“Ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” der büyüklerimiz. Benim de ağzım İngilizceden yandı ya bir kere kızıma erken yaşlarda ingilizce öğretmenin derdindeyim. En azından okul çağına kadar İngilizceyi basit seviyede konuşsun istiyorum. Bunun için kurs araştırmasındayım. Fakat evde nasıl yardımcı olabilirim diye epey kafa patlatıyorum.


Baby Tv’deki bazı programları İngilizce dilini seçip kızıma izlettiriyorum. Baby Tv 0-3 yaşa hitap eden bir kanal. (2 yaşa kadar televizyon izletmenin çocuklara zararı var. Ben 18 aydan sonra izletmeye başladım.) Almanca, İngilizce, Türkçe, İspanyolca, Fransızca, Felemenkçe gibi dil seçenekleri var. Bazı programları da çocukları düşünmeye sevk etmesi açısından kaliteli.




Kızıma Flip and Flash yani “kartları çevir” programını gönül rahatlığıyla izletiyorum. 2-3 yaşa hitap eden program, “Hafıza kartı” oyunu gibi. Programda kelebek, kartlardaki objeleri soruyor, karşısında duran hayvanlar bulmaya çalışıyor. Bal kızım da boş boş ekrana bakmaktansa düşünüyor, gösterilen objelerinin doğrusunu bulmaya çalışıyor. Üstelik İngilizce nesneleri, sayıları, renkleri öğreniyor..
 



Vakit buldukça kızımla beraber bu programı izliyorum ve İngilizce kelimeleri tekrarlıyorum. Çalışan anneler de internetten bölümlerini indirip çocuklarıyla izleyebilirler. 






Mutlu çocuklar

Çocuğunuzun sevdiği programı onunla beraber izlemeniz ona değerli olduğunu hissettirecektir.






 Program yaklaşık 10 dakika sürüyor, gün içinde 3 kere yayınlanıyor. Yayın saatleri de değişebiliyor. Babytv.com adresinden öğrenebilirsiniz.





30 Mart 2015 Pazartesi

6-9 yaş için Zack ile Vakvak


Minika Çocuk’ta yayınlanan Zack ile Vak Vak 6-9 yaşa hitap ediyor. Çizgi film, büyük bir kitabın içinde geçiyor ve karakterler farklı mekânlara geçmek için kitabın sayfasını çeviriyorlar. Zack and Ouack yani Zack ile Vak Vak çizgi filmi adından da anlaşıldığı gibi Türk yapımı değil, ABD kökenli televizyon kanalı Nickelodeon’dan alınmış.


Zack 7 yaşında ve tam bir maceraperest. Önüne çıkan engellere korkusuzca çözmeye çalışan bir karakter. Arkadaşlarıyla uyum içerisinde araştırmalar yapıyor. İçerisinde şiddet içeren çizgi film yerine bu tarz macera konulu çizgi filmleri çocuklara izletmekte fayda var; izlerken çocukların merak duygusunu arttırıyor. Zack engelleri, fiziksel yönde savaşarak değil akıl gücünü kullanarak aşmaya çalışıyor. 



Çocuklar beğendikleri karakterleri hemen model olarak alırlar. Bu yüzden çocuklarımızın izlediği çizgi film ve karakterleri anne-baba olarak mutlaka analiz yapmamız gerekiyor. İmkanım varsa kızımın yanına oturur onunla televizyon izlerim. Eğer sakıncalı bir şey görürsem de izletmiyorum, alternatif çizgi filmlerine yönlendiriyorum.


Bu çizgi filmde karakterlerin sanki hiç ailesi yokmuş gibi. Zack ve Kira hayvanlar âlemindeler. Maceradan maceraya koşuyorlar, farklı mekanlara gidiyorlar ama bir şeyler eksik. Genelde bu tarz çizgi filmlerde karakterler sanki ayrı bir dünyada yaşıyormuş gibi kurgulanıyor. Aile yok, sorumluluk yok, onların tek amacı var; maceraya atılmak. Tamam maceraperest olmaları güzel ama bunu örnekleyen çocuklar ne yapacak? Hangi çocuk annesinden izin almadan farklı bir semte ya da markete gidebilir. 



Şimdilik bu kadar…

Çok izlenen çizgi filmlerdeki karakterin daha kapsamlı analizlerini daha sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım. 

Önerilerinize ve eleştirilere açığım. E-posta yoluyla fikirlerinizi iletebilirsiniz.