26 Ocak 2015 Pazartesi

Oyun Oynamayan Çocuk Pas Tutar

Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları kovalıyor. Hele bir de çocuk sahibiyseniz. "Ne zaman büyüdü? Daha dün kucağımda ufacık, minicikti."  demeden alamazsınız kendinizi. Her dost sohbetlerinde muhakkak bu cümleler dökülür ağızlardan.Sahi hızla geçen zamandan bize geriye kalanlar sadece anılarımız mı? Ailemizle, dostlarımızla, arkadaşlarımızla geçirdiğimiz hoş vakitler hep aklımızda kalan. Fakat metropolleşen şehirlerde yoğun hayat tempoları, bu anılarımızı da azaltıyor sanki.Yeri geliyor koca bir gün hatta bazen bir hafta çocuğumuzla doya doya vakit geçiremiyoruz. Efendim işte bu yazımızda çocuğumuzla kaliteli vakit geçirme yöntemlerinden bahsedeceğiz.

Oyun çocukların vazgeçilmezi. Üstelik kişisel ve zihinsel gelişimlerine oyunun katkısı çok büyük. "Eğer çocuğumla kaliteli vakit geçireyim" diyorsanız, işe onunla oyun oynayarak başlayın. Onun sevdiği oyuncaklara değer verdiğinizi gösterin. Bırakın oynamak istediği oyuncaklarını kendi seçsin. Siz de onun seçtiği oyuncaklarla vakit geçirin. Oyunun kaptanı çocuğunuz olsun, oyun esnasında sizi o yönlendirsin.Puzzle ya da lego hemen hemen her yaş grubunun ilgisini çeker. Çocuğunuzun yaş grubuna göre lego ya da puzzle tarzı oyunlar evinizde mutlaka olsun.Bu tarz oyunlara hem bütün aile bireyleri katılabilir hem de çocuğunuzun zihinsel gelişimine, el göz koordinasyonu gelişir.


Babayla vakit geçirmek çocuğa özgüven veriyor

Çocuklar oyuncaklarına ilgi gösterilince çok mutlu olurlar. Çocukların gözünde oyuncaklarına ilgi göstermek kendisine ilgi göstermekle eş değer. Bir çocuk oyuncağına ilgi gösterildiğinde kendisine gösterilmiş gibi kabul eder. Çocuğunuzun oyuncağıyla vakit geçirmek ona değer verdiğinizi gösterir. Kendisine değer verildiğini gören çocuğun özgüveni yüksek olur.

Çocuğun babasıyla oynadığı oyunlar onların dünyasında çok büyük etkiler bırakır. Hangi birimiz küçükken babamızla oynadığımız oyunları unuttuk? Aklımıza geldiğinde ne kadar mutlu oluyor hemen gülümseyiveriyoruz. Babamla güreş tutmalarımızı hiç unutmam. Babam, ben ve abimin güreş tuttuğumuz anlarımız aklıma geldikçe o anlarda ne kadar mutlu olduğumu hissediyorum. Ayrıca çocuklara, babalarıyla vakit geçirmek onlara özgüven veriyor. Çocuğunuzla ilerde iletişim problemi çekmek istemiyorsanız küçükken onunla bol bol kaliteli, onun unutamayacağı vakitler geçirin.

Bunu yapmayın;Televizyonda çok sevdiğiniz dizi ya da program başladı çocuğunuzun oyununu yarında bıraktınız. "Bu davranıştan ne olacak?" diyebilirsiniz. Fakat çocukların dünyası bizimkinden çok farklı. Bir çocuğun oyununu yarında bırakıp gitmek ona hayal kırıklığına yaşatır, yavrunuzun kalbi kırılır.



Çocuğunuzu keşfedin

Oyun oynarken çocuğunuzun yeteneklerini keşfedebilirsiniz. Hangi oyuncakları seçtiğini, nasıl oynadığını, ilgi alanlarını gözlemleyin. Bunlar çocuğunuzun yetenekleriyle ilgili ipucu verecek. Çocuğunuzun neye yatkın olduğunu küçükken oynadığı oyuncaklardan öğrenebilir, bu doğrultuda kendisini geliştirmesine yardımcı olabilirsiniz.Mesela bir şeyleri parçalayıp monte etmeye merakı varsa ona yönelik oyuncaklar alın.


Çocuk oyunda stres atar

Çocuklar enerjilerini oyun oynarken atarlar. Çocuğunuza oynayabileceğin ortam oluşturun. İmkan varsa yeşil alanlara götürün, beraber top, kovalamaca, saklambaç oynayın. Onun gibi düşünmeye, onun gibi hissetmeye çalışın. O zaman onun gözündeki değeriniz kat be kat artacaktır. Bir çocuğun kalbi oyundan geçer. Çocuğunuzun güvenini kazanmak istiyorsanız oyununa katılın, oyun konusunda ona destek olun.


Çocuk oyunla büyür

Çocuğun en büyük işi oyun oynamak. Çocuk oyun sayesinde hayatı keşfeder. Çocuklar okul çağına kadar hayatı oyun olarak görüyorlar. Dikkat edin 2_3 yaşındaki çocuklara doğru yürüyün, gülerek kaçmaya başlarlar. Kısacası aile bireylerinin, çevresindekilerin her hareketi ona oyun gibi gelir. Okul çağına geldikten sonra oyun hayatlarını vazgeçilmezi oluyor. Oyun çocuğa neden sonuç ilişkisini, konsantrasyonu, el becerisini, paylaşmayı, hayatı keşfetmeyi, zekasını geliştirmeyi, yeni yeni bilgiler öğretir.

"İşlemeyen demir pas tutar" der büyüklerimiz. Bunu çocuğa uyarlarsak: Oyun oynamayan çocuk pas tutar. Çocuk oyun oynarken mantığını zorlar, farklı yöntemler geliştirir. Hedefe ulaşmak için yollar üretir.


Çocuğunuzla kaliteli vakit geçirin

Efendim uzun lafın kısası: çocuğunuzla kaliteli vakit geçirmek istiyorsanız onunla oyun oynayın. Eğer çok yoğun çalışıyorsanız evdeki zamanlarınızı oyuna çevirin. Mesela akşam yemeğinizi çoğunuzla oynadığınız bir oyun gibi düşünün. Yemek esnasında farklı oyunlar üretin.

Çocuğunu sev ki o da seni sevsin ,Çocuğunu say ki o da seni saysın, Çocuğunla vakit geçir ki o da sana değer versin.

Sağlıklı bireyler yetiştirmek ümidiyle…



19 Ocak 2015 Pazartesi

ÇOCUK PROGRAMLARI

TRT Çocuk _ Yarışçı Arazide

Ülkemizde maalesef çocuklar için kapsamlı bir yarışmam programı yok. Trt Çocuk kanalında şu anda çocukların interaktif oynayabilecekleri iki tane yarışma programı var. İki programın düzenekleri de çok basit. Sanırım hazır programları satın almak kanal sorumlularının çok fazla uğraştırmıyor.TRT Çocuk'ta farklı yaş gruplarına hitap eden Yarışma programları da vardı fakat yayından kaldırdılar.

"Yarışçı Arazide", çocuklarınız hafta sonu izleyebilecekleri, isterlerse canlı yayına katılabilecekleri bir yarışma programı. Bu program 9-12 yaş grubundaki çocuklara hitap ediyor. Hafta sonları 15.45'te başlıyor yarım saat süren bir arabayarışı. 4 oyuncu canlı yayında bilgisiyar oyununda yarışıyorlar. Kolay bir kulvarı var. Trt Çocuğun en çok izlenen programları arasında. Yarışma programları genelde çocuklara cazip gelir. Hem eğleniyorlar hem de oyun sonunda hediyeler alıyorlar.

Programın en çok beğendiğim bölümü, çocuklara oyun içinde sorular sorarak trafik levhaların öğretmeleri. Tabi bu konu da biraz ileri gitmişler benim bile bilmediğim trafik levhalarını çocuklara soruyorlar. İzlerken 'yani bunu çocuk nereden bilsin ya da bilse nolur?' tarzında yorumlar yapmanız mümkün. Programda üç bölüm var: hız, bilgi, cesaret. Genelde kızlar bilgi yolunu, erkekler ise cesaret yolunu seçiyor. Yarışmada çocukların birinci olmaları için soruları doğru cevaplamaları ve en hızlı sürede puan toplamalır gerekiyor. Programa katılan çocuklar genelde oyunu evde az oynamış ya da oynamamış oluyor.Bence programın kulvarı çok basit ve tekrar tekrar oynanacak bir oyun değil. Hele çağımızın çocuklarının eline ipadler, ipohenelar varken ve teknolojiyle bu kadar içli dışlılarken, hele hele daha profesyonel oyunlar ellerinin altındayken onlar için sıkıcı gelebilecek bir oyun yapısı var. Sanırım bu yüzden programa katılan çocuklar evlerinde oynamıyorlar.

Her şeye rağmen canlı yayında yarışmak çocuklar için heyecanlı ve farklı bir deneyim oluyor. Programın son kısmında birinciye daha çok olmakla birlikte bütün çocuklara hediyeler veriliyor. Bu pedagojik açıdan iyi bir şey. çocukları yarıştırıp birinci seçmek diğerlerini mutsuz ediyor. Ve çocuklar birinci olabilmek için aşırı derecede stres yaşıyorlar. Ama yarışmanın sonunda bütün çocukların az da olsa hediye kazanmasını bilmesi onları teselli eden bir durum. Aksi halde yarışmaya çok büyük bir sevinçle katılan çocuklar birinci olmayınca kendi dünyalarında büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bir onların yerine kendinizi koyun, gece yatarken muhakkak birinci olmanın hayalini kurmuşlardır. Ebeveynlere de burada düşen görev çocuklara teselli vermeleri. "Yarışmada birinci olmayan çocuklarını teselli etmeleri. Hayatta hep kazanamazsın, kaybetmen çok normal. Bir dahakine tekrar denersin" tarzında konuşmalar yapmaları.

Emeği geçenlerin ellerine sağlık... Daha kapsamlı bir yarışma bekliyoruz.


İzlemeniz Gereken 10 Film

Bu bölümde hem çocuğunuzun hem de sizin izlemeniz gereken film önerileri yapacağım.

Bazen filmde izlediğimiz bir kare bile hayatımızda olumlu ya da olumsuz çok büyük izler bırakabiliyor. Çocuklarımız sorgulayabilecekleri alt yapılar olmadığı için neyi izlese etkilenebilecek durumdalar.

Bize düşen görev ise çocuğumuzun izleyeceği filmleri önceden izleyip değerlendirmek. Özellikle sağlıklı bireyler yetiştirmek istiyorsak çocuklarımızı şiddet yanlısı animasyon ve çizgi filmlerden uzak tutmamız gerekiyor. Bu konuda elimden geldiğince size yardımcı olmaya çalışacağım.




15 Ocak 2015 Perşembe

Çocuk Haberciliği

 

Ülkemizde çocuklara özel haber bülteni ilk kez 2009 yılında trt çocuk ekranlarında yayınlandı.Kısa bir süre sonra Yumurcak tv'de haber programı yaptı. Fakat ülkemiz çocuk haberciliğinde istenilen seviyeye gelinemedi. Yayınlardaki eksiklikler raytinglere de yansıyor. Çizgi filmler, yarışma programlarının izlenme oranı yüksekken haber programları bir o kadar düşük. Yurt dışında ise durum çok farklı. Çocuk odaklı haber programları profesyonel yapılıyor ve izleniyor. Öyle ki İsviçre gibi Avrupa ülkeleri gençlerle igili toplumsal sorunları çocuk kanallarıyla anlaşarak çözüyorlar,

Bu bölümle ülkemizdeki ve dünyadaki çocuk haberciliğinden örnekler sunacağım.

Haber Kanallarında Durum Nedir?


Medyadaki çoğu haber bültenleri çocukların kişisel gelişimleri için oldukça problemli. Bırakın çocukları bir yetişkin olarak ben bile bir haber bültenini izlediğimde psikolojim alt üst oluyor. Bazı haberler etkileri düşünülmeden aşırı  detaylı veriliyor. Bu durum beni çok rahatsız ediyor. Genelde çocuklar haber bülteni izlemez aynı ortamda başka bir şeyle ilgilenirler. Biz de izlemiyor nasıl olsa diye rahat hareket ederiz. Fakat Çocuğun biyolojik yönünden baktığımızda bu durum çok farklı. Çocuklar bulundukları ortamda gözü oyuncaklarındaysa kulağı muhakkak ortamın sesinde. Beyin Seslerdeki şiddeti, paniği, korkuyu (özellikle 0-5 yaş aralığında) bilinçaltına kaydediyor. Ve bu kayıtlar ileriki zamanlarda çocuğun davranışlarında karşımıza çıkıyor.

Efendim uzun lafın kısası ben bu bölümde, pir parça çocukların yanında izlenilen haberlerin onlardaki etkilerine değinmeye çalışacağım.