30 Mart 2015 Pazartesi

6-9 yaş için Zack ile Vakvak


Minika Çocuk’ta yayınlanan Zack ile Vak Vak 6-9 yaşa hitap ediyor. Çizgi film, büyük bir kitabın içinde geçiyor ve karakterler farklı mekânlara geçmek için kitabın sayfasını çeviriyorlar. Zack and Ouack yani Zack ile Vak Vak çizgi filmi adından da anlaşıldığı gibi Türk yapımı değil, ABD kökenli televizyon kanalı Nickelodeon’dan alınmış.


Zack 7 yaşında ve tam bir maceraperest. Önüne çıkan engellere korkusuzca çözmeye çalışan bir karakter. Arkadaşlarıyla uyum içerisinde araştırmalar yapıyor. İçerisinde şiddet içeren çizgi film yerine bu tarz macera konulu çizgi filmleri çocuklara izletmekte fayda var; izlerken çocukların merak duygusunu arttırıyor. Zack engelleri, fiziksel yönde savaşarak değil akıl gücünü kullanarak aşmaya çalışıyor. 



Çocuklar beğendikleri karakterleri hemen model olarak alırlar. Bu yüzden çocuklarımızın izlediği çizgi film ve karakterleri anne-baba olarak mutlaka analiz yapmamız gerekiyor. İmkanım varsa kızımın yanına oturur onunla televizyon izlerim. Eğer sakıncalı bir şey görürsem de izletmiyorum, alternatif çizgi filmlerine yönlendiriyorum.


Bu çizgi filmde karakterlerin sanki hiç ailesi yokmuş gibi. Zack ve Kira hayvanlar âlemindeler. Maceradan maceraya koşuyorlar, farklı mekanlara gidiyorlar ama bir şeyler eksik. Genelde bu tarz çizgi filmlerde karakterler sanki ayrı bir dünyada yaşıyormuş gibi kurgulanıyor. Aile yok, sorumluluk yok, onların tek amacı var; maceraya atılmak. Tamam maceraperest olmaları güzel ama bunu örnekleyen çocuklar ne yapacak? Hangi çocuk annesinden izin almadan farklı bir semte ya da markete gidebilir. 



Şimdilik bu kadar…

Çok izlenen çizgi filmlerdeki karakterin daha kapsamlı analizlerini daha sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım. 

Önerilerinize ve eleştirilere açığım. E-posta yoluyla fikirlerinizi iletebilirsiniz.


 



24 Mart 2015 Salı

Çocuklarda Kitap Sevgisi

Hamileyken okuduğum bir haber beni çok etkilemişti. Harward, Texas ve Yale üniversitesinde çocukların anne karnındayken neler yaptığına dair araştırmalar yapılmış. Araştırmalarda çocukların anne karnında bütün etraftaki seslerle ilgilendikleri tespit edilmiş. Ve araştırmanın sonucunda şu kanıya varılmış: “Bebekler alim olarak doğuyor.”


Çocuklarımızın kitap okuma alışkanlığı anne karnında başlıyor. Hamileyken her gün en az bir saat sesli kitap okurdum. Doğumdan sonra da durum aynı şekilde devam etti. Kızımın karşısına geçip onun gözlerinin içine bakarak kitap okumaya çalıştım.




Kızım altı aya yaklaşmışken hep önüne kitaplar koydum. Hatta altı aydan sonra kucağıma oturtup kitaptaki objeleri anlatmaya çalıştım. Parmağıyla gösterdiği her objeyi tekrar tekrar bıkmadan anlattım, hayvanların seslerini taklit ettim. Bazen de gördüklerimi masallaştırdım. (Hala bu şekilde devam ediyoruz)






Kızım şimdi 20 aylık tam bir kitap kurduJ Bu durum beni çok mesut ediyor. Umarım hep böyle devam eder. Hatta öyle ki eve gelen misafirlerimize de hemen kitaplarını getiriyor. 



Koalayı mı bilmiyor? Kurbağa taklidi yapmayı mı? Flamingoları mı? Teoride birçok şeyi öğrendi, en kısa zamanda Darıca Hayvanat bahçesine gidip pratikte de görmesi gerekiyor.




Kitap seçerken ayına göre faydalı olabilecek kitapları almaya özen gösteriyoruz. Benim çitlembik kızım bir kitaptaki bütün objeleri öğrendiğinde başka bir kitap alıyoruz. Babamız genelde Azra’ya kitap ve lego hediyesi alıyor. Görmüş olduğunuz bu kitapları da kızım çok seviyor.




20 Mart 2015 Cuma

İngilizce Öğreten Program

İngilizceye karşı bir türlü yüksek performans gösteremeyenlerdenim. Sanki bu dille aramda erimesi mümkün olmayan buzlar var. Kendimi sorguladığımda hemen aklıma ilkokuldaki İngilizce öğretmenim geliyor. Ne kadar didaktik, ne kadar aşağılar tarzda dersler veriyordu. Bir kelimeyi yanlış telaffuz edeyim hemen kızardı. Aradan kaç yıl geçmiş maalesef atamıyorum içimdeki yanlış telaffuz edersem korkusunu..


İşte benim çıtır pıtır kızım da annesi gibi yabancı bir deli karşı ürkek olmasın diye başladım şimdiden İngilizce öğretmeye. Yapılan araştırmalara göre çocukların yabancı dili en aktif şekilde öğrenme yaşları 0_5 yaş arası. Gerçekten çocuk gelişimi açısından çok kıymetli yıllar. Bu yıllarda beyinlerini ne kadar çok aktif kullandırırsak o kadar iyi.

DuckTv kanalındaki “Lola and numbers” programını gönül rahatlığıyla kızıma izlettiriyorum. 20 aylık kızım bu programı izleye izleye İngilizce 10’a kadar saymasını öğrendi. En önemlisi doğru İngilizce telaffuzlara kulak aşinalığı oluyor.


Programda Lola ve sayılar, güncel zamana göre değişik konseptlerde karşımıza çıkıyor. Bazen sınıf ortamında bazen ormanda bazen de kartopu oynarken. 

Akşam saatlerinde yayınlanan programda da sırayla yataklarına gidiyorlar. Kızımla oturup ben bile sıkılmadan izliyorum:) 



Gün içinde de kızımla oyuncaklarını ya da bazen meyveleri (meyveleri sevsin diye) İngilizce sayıyoruz.


Ayrıca programdaki Lola karakterinin doğal görünümde olması kızımın izlediklerini örnek alması açısından beni sevindiriyor.
 




Programın yayın saatleri değişiyor. Bu adresten takip edebilirsiniz. http://www.ducktv.tv/series/lolaandthenumbers-112.html





 

10 Mart 2015 Salı

6-12 yaş Tel Ali'yi seviyor mu?


_  Atasözleri, deyimler… Meğer dilimiz ne kadar zenginmiş! Peki, sen bu konuda ne kadar iyisin? Tel Ali'yle bilgilerini sınamaya var mısın? O sorsun, sen tahmin et! Canlı yayında heyecan dolu bir yarışma.



TRT Çocuk ’ta yayınlanan Tel Ali yarışma programının tanıtımı bu şekilde. Çöp adam çizimlerinden esinlenilen bu program 6_12 yaş aralığına hitap ediyor. Yarışmacılar telefon bağlantısıyla, Tel Ali'nin çizdiği objeleri bulmaya çalışıyorlar. 10 dakika süren programa iki çocuk katılabiliyor.






Tel Ali yarışma programında ekran çok boş kalıyor. Grafik tasarım açısından daha da zenginleşebilir. Tel Ali'nin altından geçen balıklar bile hep aynı. İzlerken bir müddet sonra aynı düzen sıkıyor. Aylar geçiyor hatta yıllar Tel Ali'nin grafik tasarımı aynı.




Programın beğendiğim yönü atasözleri ve deyimlerin sorulması. Siz de çocuğunuzla programı izleyip beraber sorulara yanıt bulabilirsiniz. Eğer çocuğunuz bu programı seviyorsa evde tüm aile bireylerinin katılımıyla bu oyunu oynayabilirsiniz.



Programda dikkatimi çeken bir eksik de: Efekt sesi kullanılmıyor. Tel Ali denizin üstünde ama biz hiç dalga sesleri duymuyoruz. Martılar uçuyor ama hiç martı sesi yok. Tel Ali denize düşüyor yine çıt yok! Genel olarak efekt sesleri olmayınca yapay, tatsız tuzsuz bir program ortaya çıkıyor.


Yayın saati: Hafta içi her gün 19.40




3 Mart 2015 Salı

Çocuğumla Ne Oynasam?

Yemeği binbir nazla yiyen bir kızım var. Bazı doktorlara uyup kendi haline bıraksam (ki onu da denedim) zaten zayıf hepten bir deri bir kemik kalacak. Kilosunu takmıyorum fakat benim için bir çocuğun yedikleri ve dirençli kalması çok önemli. Yemek yemeği daha cazip hale getirmek için eşimle yapmadığımız şirinlikler kalmadı. Deneyimlerim sonucu şunu anladım: Bir çocuğa yemek yedirmenin en güzel yolu onunla daha önce görmediği farklı bir oyunu oynamak.







Dünyada yaygın olan ülkemizde de yeni yeni uygulanan Montessori eğitiminden ilham alarak evdeki (özellikle atık malzemelerden) eşyalardan yeni oyunlar üretmeye çalışıyorum. İşte benim bal kızıma, yemeğini büyük bir keyifle yedirten oyunumuzu paylaşıyorum.

 




Malzemelerimiz; kağıt havlu rulosu ve peçete.

Peçeteleri yanda gördüğünüz gibi küçük küçük top haline getirin.
 

Oyuna başlıyoruz..


Çocuğunuzun karşısına geçin. Yuvarlak topların bir tanesini rulonun bir ucuna koyup miniğinizin kafasına doğru üfleyin. Peçete olduğu için ve hızlı gelmediği için acıtmıyor. 

Sizinkileri bilmem ama benim bal kızım bu oyundan çok keyif aldı. Laf aramızda tabağını silip süpürdü. Kahkahaları da cabası...


Çocuğumla ne oynasam? Diyen anneler bu oyunu her zaman deneyebilirsiniz. Miniğinizin kahkahalarına siz de eşlik edin ki oyun daha bir keyifli olsun;) 




Not: Yazılarımdaki ana konum; çocuk yayıncılığı  fakat arada sizlere faydalı olacağını düşündüğüm bilgileri ve deneyimlerimi de paylaşmak istiyorum. Umarım bir nebze de olsa yardımcı oluyorumdur. Teşekkürler...